YERÇEKİMSEL (KÜTLEÇEKİMSEL) DALGALAR
Yerçekimsel dalgalar evrendeki en şiddetli ve en enerjik güçlerin etkisiyle uzay zamanın dokusunda oluşan dalgalanmalardır. Albert Einstein, 1916'da genel görelilik kuramında yerçekimsel dalgaların varlığını tahmin etti. Einstein evrendeki en yoğun kütleli cisimlerin (karadelikler nötrino yıldızlarının birbiri etrafında dönmesi gibi ) hızlanması sonucu uzay zaman dokusunun bozulması ile açığa çıkan dalgalar uzay boyunca ışık hızında hareket eder. Yerçekimsel dalgaların oluşumu, yerçekiminin kendisi hakkında çok önemli bilgileri barındırır.
Bu dalgalar ancak iki karadeliğin çarpışması, ölen yıldızların çekirdeklerinin çökmesi, beyaz cüce yıldızlarının ya da nötrino yıldızlarının birleşmesi, kusursuz küre olmadığı için dönüşünün dengesiz olması sonucu titreme benzeri bir hareket yapman nötron yıldızları ve evrenin başlangıcı (Big Bang) sırasında açığa çıkmış olan yerçekimsel radyasyonun etkisiyle açığa çıkabilir.
Einstein bu dalgaların varlığını 1916 yılında tahmin etti ancak bu varlıkları 20 yıl sonra yani Einstein öldükten sonra Arecibo Radyo Gözlemevinde çalışan iki astronom tarafından ikili pulsarın gözlemlenmesi sonucu kanıtlanabildi. İkili pulsar ( çok yüksek kütleli iki titreşen yıldızın birbiri etrafında dönmesi ), genel göreliliğe göre, yerçekimi dalgalarını yayması gereken sistem tipiydi. Bu keşfin Einstein'ın tahminini test etmek için kullanılabileceğini bilen astronomlar, yıldızların yörüngesinin periyotlarının zamanla nasıl değiştiğini ölçmeye başladılar.
Sekiz yıl süren gözlemlerden sonra, yıldızların genel görelilik ile öngörülen oranda birbirlerine yaklaştıklarına karar verildi. Bu sistem 40 yılı aşkın bir süredir izlenmekte, yörüngede gözlenen değişimler genel görelilik ile çok iyi açıklanabilmektedir ve hiç şüphesiz yerçekimsel dalgaları açığa çıkarmakta.
O zamandan bu yana, birçok gökbilimci, pulsar radyo emisyonlarının zamanlamasını inceledi ve benzer etkiler saptadı, ayrıca yerçekimsel dalgaların varlığını doğrulamıştır. Fakat LİGO gözlemevinin yaptığı keşife kadar bilim insanları kanıtlara her zaman dolaylı ya da matematiksel yollarla ulaşmıştı.
14 Eylül 2015’de LİGO adlı gözlemevi tarafından 1,3 milyar ışık yılı uzakta ki iki karadeliğin çarpışması sonucu açığa çıkan yerçekimsel dalgalar fiziksel olarak gözlemlenebildi. LIGO ve keşifi en büyük bilimsel başarılarından biri olarak tarihe geçti.
Aslında çok şanslı olduğumuz söylenebilir çünkü yerçekimsel dalgalar kökenleri gereği inanılmaz derce yıkıcı ve kuvvetlidir. Fakat evren boyunca ilerledikçe oluşumlarından itibaren sahip oldukları enerjiyi kaybederler bu dalgalar dünyamıza 1,3 ışık yılı sonra ancak ulaşabilirler ve ulaştıklarında ancak atom çekirdeği boyutlarından binlerce kez daha küçük bir titreşime sahiplerdir yani ancak LİGO’nun tespit edebileceği düzeyde bir enerji barındırıyorlar.
Hazırlayan: Celal DEMİRTAŞ
Kaynak: LİGO